Son yıllarda şehir hayatının yoğun stresinden uzaklaşmak isteyenlerin sayısı artıyor. Türkiye’de özellikle genç nesil arasında, doğayla iç içe, sakin ve sağlıklı bir yaşam sürme arzusu yükselişte. Bu yüzden köylerde ve küçük kasabalarda yaşamaya yönelenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Pandemi döneminin ardından evden çalışma imkanlarının yaygınlaşması da bu tercihte önemli rol oynadı. İnsanlar, şehir merkezindeki yoğun tempodan uzaklaşarak daha huzurlu bir ortamda çalışabilmek ve yaşamak istiyor. Özellikle Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki doğal güzelliklere sahip köyler, yeni yerleşim yerleri olarak öne çıkıyor.
Köy hayatına dönüş, sadece doğayla barışık bir yaşam değil; aynı zamanda kendi sebze ve meyvesini yetiştirme, hayvancılık yapma, organik gıda tüketme gibi sağlıklı alışkanlıkları da beraberinde getiriyor. Bu durum, özellikle çocuklu ailelerin doğayla bağ kurması için önemli fırsatlar sunuyor.
Yerel yönetimler de bu akımı desteklemek için kırsal kalkınma projelerini artırıyor. Altyapı iyileştirmeleri, internet erişimi ve ulaşım kolaylıklarıyla köylerde yaşamı daha cazip hale getirmeye çalışıyorlar.
Ancak köy yaşamına adaptasyon sürecinin zorlukları da var. Sağlık hizmetlerine erişim, iş imkanlarının sınırlılığı ve sosyal çevre açısından yaşanan değişimler, bu dönüşümün önündeki bazı engeller olarak görülüyor.
Yine de doğayla iç içe, daha yavaş ve sade bir hayat yaşama isteği, Türkiye’de yeni bir yaşam trendi olarak kök salıyor. Önümüzdeki yıllarda köy hayatına dönüşün daha da yaygınlaşması bekleniyor.
YORUMLAR