Fransa’da Temmuz 2025’te gerçekleşen erken genel seçimlerin ardından ortaya çıkan tablo, ülke siyasetinde belirsizliği artırdı. Seçimlerde hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamazken, merkez, sol ve aşırı sağ partiler arasında yoğun koalisyon görüşmeleri başladı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un desteklediği merkez ittifak önemli oranda oy kaybederken, en büyük çıkışı aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi yaptı. Ancak bu partinin de tek başına iktidar olabilecek sandalye sayısına ulaşamaması nedeniyle tüm senaryolar koalisyon formüllerine bağlı hale geldi.
Sosyalist ve Yeşiller partilerinden oluşan sol ittifak, “aşırı sağa karşı birlik” çağrısıyla merkez partilerle uzlaşma zemini ararken, sokaklarda da gösteriler düzenlenmeye başlandı. Özellikle Paris ve Lyon’da binlerce kişi “demokrasiye sahip çıkma” sloganıyla yürüyüş yaptı.
Avrupa Birliği liderleri, Fransa’daki süreci “demokratik bir sınav” olarak değerlendirirken, siyasi istikrarsızlığın AB içindeki dengeleri de etkileyebileceği ifade ediliyor.
Siyasi gözlemciler, Fransa’da oluşacak yeni hükümet yapısının yalnızca iç politikayı değil, Avrupa’daki göç politikası, çevre hedefleri ve NATO iş birliği gibi başlıklarda da etkili olacağını belirtiyor.
YORUMLAR